Tarihi Değiştiren Kadınlar - Ali Çimen
Geçtiğimiz ara tatilde okuma fırsatı bulduğum "Tarihi Değiştiren Kadınlar" oldukça ilgimi çeken, sürükleyici bir eserdi. Kitap 30 farklı isim içeriyordu ve Doğu-Batı dengesi iyi kurulmuştu. Yazarın kullandığı samimi dil, eseri monotonluktan uzaklaştırıp daha sıcak bir "tarih kitabı" haline getirmişti. Hazreti Hatice, Florence Nightingale ve Kösem Sultan en çok dikkatimi çeken isimler arasındaydı.
Hazreti Hatice'nin ilk Müslüman kadın ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in (sav) eşi olduğunu biliyordum. Fakat kalıplaşmış bir kültürün içine yeni bir inancı sürmenin nasıl fedakarlıklar gerektireceğini merak etmiştim. Hz. Hatice, Mekke'nin en zengin tüccarlarından biriydi. Ticaretle uğraşması maddi gücün yanı sıra kendisini toplum içinde sözü geçen biri haline getirmişti. O zamanlar kadınların hor görülmesi onun başarılı bir iş kadını olmasına engel olmamıştı. Evlilik teklifini Hz. Muhammed'e Hz. Hatice etmiş, 6 tane çocukları olmuştur. Eşine tüm zorlu dönemlerinde desteğini eksik etmemiş, sadakatini korumuştur. Mekke kuşatma altındayken servetini yokluk içindekiler için harcamış, Hz. Muhammed'in en büyük destekçisi olmuştur.
Hayatını mesleğine adadığı için tüm evlilik tekliflerini geri çevirmiş, doğum günü her yıl Uluslararası Hemşireler Günü olarak kutlanan Florence Nightingale'in şüphesiz tıp camiasına olan katkılarından hepimiz haberdarızdır. Kendisi Kırım Savaşı sırasında istatistiki analiz yöntemini uygulayan ilk kişi olmuştur. Hiç bir zaman ön planda olmayı amaçlamamış Nightingale, hayatı boyunca insanlığa faydalı olabilmenin yollarını araştırmış, görme duyusunu kaybettiğinde bile çalışmıştır. İngiltere Üstün Hizmet Madalyası'nı alan ilk kadın olmuş, Kraliçe Victoria tarafından bizzat Kraliyet Kızıl Haç'ı kendisine takdim edilmiştir. Hayatının bir bölümünü hemşirelik mesleğini geliştirip modern bir forma sokmak için adamıştır.
Geçtiğimiz günlerde adını dizilerde sıklıkla duyduğum Kösem Sultan'ın ismini de bu kitapta görünce oldukça sevinmiştim. Fakat hayatını okuduktan sonra kendisine hiç bir sempatim kalmadığını belirtmek isterim. Hep başrolde olma arzusu, iktidar hırsı ve kendinden başka kimseyi sevmemesi kendisini çok acımasız bir hale getirmiştir. Kendi oğlu Sultan İbrahim'i boğdurtmuş, torunu IV. Mehmet için de süikastler düzenlemiştir. Sözü geçtiği sürece Hıristiyan cemaatleri korumak için elinden geleni yapmış, yaklaşık 50 yıl boyunca devlet işlerine müdahale etmiştir.
Zengin bir içeriğe sahip olan bu kitap kesinlikle benim genel kültürümü genişletmemde büyük rol oynadı. Zaman zaman gururla okuyup takdir ettiğim, bazen de yapmış olduklarını hayretle okuduğum insanların hepsi bana farklı şeyler kattı. Fikrimce bu kitabın kadınlardan bahsetmesi sadece onlar için yazıldığı anlamına gelmemektedir. O yüzden kesinlikle herkese okumasını tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder