18 Şubat 2016 Perşembe

Avrupa Tarihi: Yeni Bir Tür Uygarlık

Avrupa Tarihi 
Yeni Bir Tür Uygarlık


1)Yeni Yaşam Biçimleri
            Sanayileşmenin etkisi çok geniş, derin ve hızlı olmuştur. Günlük hayatın ritmi bile değişmiştir. Modern çağlara kadar bütün tarih boyunca ekonomik işler doğa olayları tarafından belirlenmiştir. Şehirliler bile büyük ölçüde bu koşullara bağlı hayat sürmüştür. Kötü hasatın bütün bir yılın emeğini mahvetmesi gibi, hava koşulları 1850’den sonra bile temel unsurdur. Sanayileşme bir yandan yeni bir hayat ritmi belirlerken diğer yandan fabrika işçisinin tek düze bir rutin içinde çalışmasını sağlamıştır. İşçinin ürettiği ürüne yabancılaşması, arka planda bir başkasının karı için çalışma duygusuyla yaşadığı düş kırıklığındandır.ancak ortaçağ köylüsü de katı bir rutin içinde işçilerinki kadar sıkıntılı bir şekilde çalışmaktadır. Sanayileşmenin erken döneminde çocuk emeğinin suistimali kötü bir ün salmıştır. Çocukların çalışmak zorunda olması yeni bir durum değildir. Ancak tarımda çocukların emeği, cılızlıkları nedeniyle yetişkinlerden farklı olurken, makinelerle çalışmak çocuk iş gücünün doğrudan yetişkinlerle rekabetine neden olur. Böylece aileler üzerinde çocuklarını fabrikaya göndermek için karşı konulmaz bir baskı oluşur. Hem çocukların toplumla ilişkisi hem de ailelerin yapısı kötü bir biçimde etkilenince 1850’de Britanya kanunları madenler ve fabrikalarda çalışan kadın ve çocukları korumak için müdahale eder.

2)Sanayileşme Ve İdeoloji
            İnsanların anlayışını içinde bulundukları maddi ve ekonomik koşullara bağlamak kolaydır. Ayrıca toptan ‘’indirgemecilik’’ yani fikirleri ve davranışları sadece birtakım belirleyici sosyal ve maddi gerçekliğin ifadesi veya sonucu olarak açıklamaya çalışmak olan tavrı tespit edip önemsememek de kolaydır. 19. yüzyıl başlarında Avrupalıların desteğini alan bir düşünce biçimi, 18. Yüzyılda yaşamış bir Fransız siyasetçinin üne kavuşturduğu bir deyimle başlar; ‘’Bırakınız yapsınlar’’. Erken sanayileşme döneminde devletin ekonomiye müdahale etmemesini savunacak ekonomi düşünürleri olmamasına rağmen geniş bir kitle bunun tam tersini düşünüyordu. Bireycilik anlayışı olduça yaygındı. Toplum giderek bireylerin hak ve çıkarları etrafında örgütleniyordu. Ancak (tarıma dayalı ekonomiyi savunan) tutucu kesim bu durumu hiç hoş karşılamadı. Yerli üretimi korumak için ithal ürünlere uygulanan vergileri belirleyen Hubutat Kanunu’nun kaldırılması amacıyla yürütülen kampayanya ile İngiliz halkı arasında büyük bir çatışma çıktı. 19. yüzyıl ortalarına doğru çabalar sonuçlanmış ve kanun iptal edilmiştir. Sanayinin gelişmesi ile ihtiyaç duyulan ham maddelerin önce Avrupa’dan daha sonra dünyanın diğer bölgelerinden karşılanması amacıyla öncü ülkelerin dünya gücü artmıştır.


3)Sosyalizm
            Yeni bolluğun paylaşımı, Avrupa toplumları içinde derin zıtlıkların doğmasına yol açtı. Zamanla hükümetlerin topluma ve ekonomiye daha çok müdahale etmesine neden oldu. Böylece toplum eleştirisi yapan ve yeni siyasal terimler barındıran bir ideoloji doğdu. Sosyalizm ve sosyalist bu terimlerden biriydi. Sosyalist düşüncenin temelinde ekonomik ve toplumsal eşitçilik yatıyordur. Onlara göre ‘’Bırakınız yapsınlar’’ anlayışı ile faaliyet gösteren; ekonomiden yararlananlar zenginlerdi. Onlara göre mülkiyetin hiçbir kutsal yanı yoktu. Bazıları da mülkiyetin tamamen ortadan kaldırılmasını savunuyordu ve bu insanlara da komünist deniyordu. Bu fikirler pek de yeni sayılmazdı. ‘’Mülkiyet hırsızlıktır.’’ Fransız Devrimi’nin sloganlarından biriydi. 1789 Fransız Devrimi ile beraber sosyalist, eşitlikçi fikirlier ağır basmaya başladı.

4)Entelektüel ve Kültürel Değişim
            Modern uygarlığın ilk kez ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını belirlemek son derece karmaşıktır. Yinede 1870 yılında Avrupa’nın büyük bir kısmı okuryazardır ve geleneksel otoriteye yabancılaşmıştır; laik zihniyete sahiptir. Gerek eski gerekse yeni fikirler sürekli sorgulanmıştır. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ile de insanlarda geçmişe göre daha çok seçme özgürlüğü vermiştir. Pratik meselelerdeki özgürlük ile bakış açısında genel bir değişim olmuştur. Örneğin doğum kontrolü yaygınlaştıkça insanlar aile hayatlarını diledikleri gibi belirlemeye başlamışlardır. Bakış açısının değişimi ile doğa üstü güçlerin önemi giderek zayıflamıştır. İnsanlar beşeri ve doğal olayları açıklamak için doğa bilimlerine kulak vermiştir. Kiliseye gidenlerin sayısı oldukça azalmıştır. Geleneksel dinlerin söyledikleri reddedilmeye başlanmıştır.

5)Bilim

            Modern bilim ile birlikte insanoğlu doğaya giderek hükmetmeye başladı. Bilimsel keşifler, yöntemler ve ölçeklerdeki ilerlemeler çok hızlıydı. Bu gelişmelerde üç konu ağırlıklı olarak önemliydi. Bunlar psikolojik ve kültürel, sağlanan başarılarla yapılanların hızlanması ve bilimle uğraşmayan insanların üzerinde bilimin etkisiydi. 19. yüzyılda bilimsel ilerlemeler hızla artarak büyüdü. Kimyasal araştırmalar ile ilaçlar, antiseptikler, patlayıcı maddeler icat edildi. Özellikle ağrı kesici olan aspirinin icadı çağ açıcı bir olaydı. Bilim deneyle doğrulanmış engin bilgilere dayanarak; tıpkı dinlerin geçmişte yaptığı gibi insanların dünyaya bakışını belirlemesinde temel olgudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder